Klavye ve bilgisayarların aynı zaman diliminde icat edilmediklerini biliyor muydunuz?
Bilgisayarın derin tarihine yakından baktığımızda delikli kartlar “punch cards” ve kağıt bantlar “paper tapes” karşımıza çıkar. Delikli kartlara veriler girilerek bir bilgisayar programı yazılıyordu. Yazma işlemini gerçekleştirmek için daktilo “typewriter”dan evrilen klavyeler kullanılıyordu.
Delikli Kart
1575 yılında İtalya grafik tasarımcı Francesco Rampazzetto ve 1714 yılında Büyük Britanyalı Henry Mill harfleri kağıda basmaya yarayan birer makine geliştirdiler. 1800’lerin başlarında ise birkaç İtalyan daktilonun yeni yeni versiyonlarını geliştirdiler. Agostino Fantoni ise görme engelli kız kardeşinin yazı yazmasını sağlamak amacıyla bir daktilo geliştirdi. Yeni dönem daktiloların icatları ise 1860’lardan sonraya dayanıyor.
1575 Yılında Francesco Rampazzetto Tarafından İcat Edilen Daktilo. Fotoğraft: thingpic.com
İcat edilen ilk yazma makinesi 1700’lerde ortaya çıkmasına rağmen ancak 1870’lere gelindiğinde üretimine geçildi. Bu makinelere “kör yazma” aletleri diyebiliriz. Harfler baş aşağı kağıtlara basıldığı için yazı yazarken okumak imkansız hale geliyordu. Tabii ki teknoloji ilerledikçe tasarımda ve düzende yapılan iyileştirmelerle birlikte yazma makineleri/klavyeler daha kullanıcı dostu hale geldi.
Modern bilgisayar klavyelerinin icatlarının daktiloya kadar uzandığından bahsettik. Modern daktilonun patenti ise 1868 yılında Christopher Latham Sholes tarafından alındı. Yakın bir zaman sonra, 1877’de Remington Company, Christopher Latham Sholes’ın icat ettiği ilk modern yazma makinesinin üretiminine başladı.
1868’de Christopher Latham Sholes Tarafından İcat Edilen ve 1877’de Remington Company Tarafından Piyasaya Sürülen Daktilo. Fotoğraf: history-computer.com
1868’de Christopher Latham Sholes Tarafından İcat Edilen ve 1877’de Remington Company Tarafından Piyasaya Sürülen Daktilo
QWERTY klavye, bugünlerde en yaygın olarak kullanılan klavyelerin başında gelmektedir. 1878’de Sholes ve partneri Densmore QWERTY dizimine sahip klavyenin patentini aldılar. Sholes, QWERTY klavyeyi mekanik teknolojinin limitlerini aşmak için tasarladı. Makine teknolojisinin de gelişmesiyle beraber klavye tasarımları seviye atlayarak daha kullanışlı ve etkili hale geldi. 1936 yılına gelindiğinde Dvorak, QWERTY klavyeye alternatif olarak İngilizce diline daha yatkın olduğunu savunduğu yeni dizilimli klavyesinin patentini aldı. Bugüne gelindiğinde hala Dvorak’ın geliştirdiği klavye tasarımını kullananlar bulunmaktadır. Fakat QWERTY klavye genellikle ilk tercih edilenlerden oluyor.
Dvorak Tarafından Geliştirilmiş Klavye Tararımı
Klavye teknolojisinin hızlı adımlarla daha iyiye gitmesi teleksin icadı ile oldu. 1800’lü yılların ortalarında yaygınlaşmaya başlayan teleks ileriki dönemlerde geliştiricileri (Royal Earl House, David Edward Hughes, Emile Baudot, Donald Murray, Charles L. Krum, Edward Kleinschmidt ve Frederick G. Creed) tarafından iyileştirmelere kavuştu. Fakat teleksin günlük kullanıma adaptasyonu Charles Krum’un 1907-1910 yılları arasında harcadığı çaba sonucunda oldu.
Teleks Örneği
1930’lu yıllara gelindiğinde yeni klavye modelleri tanıtıldı. Telekslerin girdi ve çıktıları ile telgrafın iletişim teknolojisi birleştirildi. Teleksler, delikli kartlar “punch cards” ile bir araya getirilerek delgi makinesi “keypunch” adını aldı. 1931’lere doğru IBM delgi makinelerinden 1 milyon dolardan daha fazla gelir elde etti.
Delgi Makinesi Örneği. Fotoğraf: wikipedia.com
Delgi makinesi teknolojisi bilgisayar tasarımlarının ilk zamanlarında kullanılıyordu. Bunlardan en bilineni Eniac bilgisayarıdır. Eniac, delikli kart “punch card” okuyucuyu hem girdi için hem de çıktı için kullanıyordu.
Eniac Bilgisayarı. Fotoğraf: wikipedia.com
1948’e gelindiğinde elektromanyetik kontrollü delgi makinesine sahip Binac bilgisayarı girdilerden aldığı verileri manyetik şeride basarak bilgisayara besleme yapıyor ve aldığı sonuçları da bastırıyordu.
Binac Bilgisayarı. Fotoğraf: wikipedia.com
1964’te MIT, General Electric ve Bell Laboratuvarı iş birliği yaparak zaman paylaşımlı ve çok kullanıcılı bilgisayar sistemi olan Multics’i geliştirdi. Multics, yazarken yazılanları video ekran terminalinde görmemize olanak tanıyordu.
Multics Sistemi. Fotoğraf: wikipedia.com
Bugün mobil cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte klavye ihtiyacı doğdu. İlk zamanlarda mekanik klavyenin çok minimal boyutlarda mobil cihaza entegrasyonu yapılıyordu. Pekii ilk elle taşınabilen mobil cihaz neydi?
1990’larda elle tutulabilen mobil cihazların tanıtılması ile birlikte kullanıcılara servis edildi. HP95LX ilk elle tutulabilen ve 1991 yılında Hewlett-Packard tarafından geliştirilmiş mobil cihazdı. HP95LX aslında ilk kişisel veri asistanıdır. Küçük bir QWERTY klavyeye sahip olan HP95LX, klavyenin çok minimal boyutlarda olmasından dolayı kullanılması pratikte kolay değildi.
Multics Sistemi. Fotoğraf: wikipedia.com
1990’larda ilk kalem ile kontrol edilebilen ve yazılabilen cihaz geliştirildi. Fakat bu cihaz el yazısını yeterince düzgün algılayamadığı için kullanışsızdı. Apple’ın 1993 Network projesi çok masraflı olmasına rağmen el yazısını yine diğerleri gibi tanıyamıyor ve işleyemiyordu.
Soldaki Apple’ın 1993 Yılında Tanıttığı Network Adındaki Mobil Cihazı. Fotoğraf: wikipedia.com
Soldaki Apple’ın 1993 Yılında Tanıttığı Network Adındaki Mobil Cihazı
Palo Alto, Xerox’ta görev yapan iki araştırmacı olan Goldberg ve Richardson “Unistrockes” adını verdikleri, kalem darbelerini tanımaya ve işlemeye yarayan ürün geliştirdiler. Eli kaldırmadan harflerin yazılmasını sağlayan sisteme sahipti. Bu sayede artık elle yazılan İngilizce harfler tanınabilir hale geldi.